Halkın Partisi MYO Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komite Başkanı Özgül Ezgin, ekonomik darboğazın ve alım gücünün düşüklüğünün, yalnızca şu anki nesilin yaşadığı fiziksel ve manevi sorunlarla sınırlı kalmadığını, gelecek nesilleri de derinden etkileyeceğini belirtti.
Ezgin’in açıklaması şöyle:
“Yaşanan ekonomik darboğazın ve alım gücünün yerlerde sürünmesinin tek maliyeti şu anki nesilin yaşadığı fiziksel ve manevi sorunlarla sınırlı değil. Alım gücünün düşüklüğü, fakirleşen kesimin iyi ve sağlıklı beslenememesi demektir. Sağlıklı beslenemeyenlerin hem kendilerini, hem de çocuklarını bekleyen sağlık sorunlarının başında obezite gelir. Bunun sonuçlarını görmek için başka ülkelerin fakir kesimlerine bakmak yeterlidir. Besin değeri düşük, karbonhidrat ve koruyucu maddelerin yüksek oranda kullanıldığı donmuş ve hazır malzemeler eninde sonunda şişmanlık ve şişmanlığa bağlı rahatsızlıkları beraberinde getirir. Hala hazırda yanlış beslenmenden kilosu olması gerekenin üzerinde olanlara ek olarak, alım gücünden doğan eksik beslenmeden oluşacak obez jenerasyonlara hazır mıyız? Başta diyabet ve ona bağlı diğer komplikasyonlarla toplum olarak boğuşmaya hazır mıyız? Obeziteye bağlı sağlık sorunlarının devlete yükleyeceği mali yükün farkında mıyız? Buna dair bir öngörümüz var mı? Obez doğacak bebekler için alacağımız önlemler neler?
Peki fakirleşmeye bağlı eğitim sorunlarının yol açacaklarına dair bir fikrimiz var mı? Artık sadece parası olanların, özel ders alabilenlerin iyi eğitim veren kurumlara veya özel okullara gidebileceği bir döneme girdik bile. Bunun geleceğimizi nasıl etkileyeceğine dair kafamızda şekillenen bazı senaryolar var mı?
Şimdi diyeceksiniz ki bunları düşünmesi ve çözüm üretmesi gereken yöneticiler, siyasetçiler, bürokrasi ve bilirkişilerdir. Doğru. Eğer demokrasisi kendi halkı tarafından meşrulaştırılan bir toplum olsaydık evet. Ancak hem iktidar, hem meclisteki muhalefet ve bunlara bağlı kurum, kuruluşlarda görev alanlar gelecek siyasi kariyeri için gözünü yurtdışına çevirmiş ve oradan gelecek kaş göz işaretine bakıyorsa, o zaman bu öngörüleri yapacak birilerini bulmak oldukça zorlaşır. Halkımız, insanımız yolsuzluk, kara para, rant ve kirli işlerin ayyuka çıktığı bu günlerde sadece kendimiz için değil, gelecek nesillerimize de yansıyacak bu iktidarsız iktidarı ve meclisteki sözüm ona muhalefeti umarım olmaları gereken yere koyar. Gidişat gidişat olmaktan çoktan çıktı. Kaybettiğimiz sadece kendi fiziksel ve manevi sağlığımız değil, gelecek daha kaç nesilin var olma hakkıdır, bir an düşünelim. Takım tutar gibi parti tutma ve oy verme alışkanlığından vazgeçelim. Gidişat gidişat olmaktan çıkalı çok oldu zira.”