Ülkemizde ve hatta yakın coğrafyamızda çok derin bir belirsizlik hüküm sürmekte ve bu belirsizlikte ciddi bir şekilde artarak devam etmektedir. Ne zaman ve nasıl biteceği de maalesef bilinmemektedir.
Hal böyle iken, kişilerin ekonomik durumları ve yaşadığı ülkedeki ekonomik ve siyasi dalgalanmaların ruh sağlığını etkilememesi düşünülemez.
Amerikalı psikolog Abraham Maslow’u ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinde; insanlar öncelikle fizyolojik olarak nefes alma, yemek, su, cinsellik, uyku ve sağlıklı metabolizmaya sahip olmadan, bedensel, iş, kaynak, ahlak, aile, sağlık ve mülkiyet güvenliğini sağlamaları zorlaşacaktır, dolayısı ile arkadaşlık, aile ilişkilerinde de sevgi basamağına ulaşmakta zorluk çekeceklerdir.
Bir sonraki basamak olan saygınlık, yani özsaygı, özgüven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak imkansız hale gelecektir.
Bunun sonucunda da insanların kendi kendini gerçekleştirmeleri; erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, önyargısız bir birey olmaya erişim mümkün olamayacaktır.
Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz, böyle gereksinimleri yoktur. Örnek olarak günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak olası bir tehdit altında algılayan bir insanın, dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur.
Kötü giden ülke ekonomisi nedeni ile daha ilk basamaklarda oluşan olumsuzluklar, belirsizlikler aileleri zor duruma sokmakta ve zorlu yaşam koşullarında bunalıma sürüklemektedir.
Aile içindeki bu olumsuzluklar, çocuklara ve çevreye yansımakta ve toplum hızla sağlıksız bir toplum olmaktadır.En önemli husus; bireyin kendini gerçekleştirme (self-actualization ‘kendini gerçekleştirme’) aşamasına gelmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmasına yardım etmektir. Ancak bu engeller kaldırılır ise, sağlıklı birey, sağlıklı aile, sağlıklı toplum oluşabilir.
Birey ne yapmalı ?
Sosyal ve saygın devlet oluşumunu sağlamak için toplumu oluşturan bireylerin bir an önce bütün şartları gözden geçirerek toplumuna sahip çıkması ve doğru yöneticileri seçerek devletin işlevselliğini hayata geçirmesi son derece önemlidir. Sağlıklı toplum, ancak sağlıklı devlet yapısı ile oluşur.
