Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Kıbrıs Rum lideri Hristodulides tarafından Kıbrıslı Türklere dönük olarak yapıldığı söylenen 14 maddelik açıklamadaki vatandaşlık başlığını yorumlayarak “Vatandaşlık konusunda bir açıklama yapıldı ancak pek çok soru işareti ortadan kalkmadı, hangi kriteri uygulayacakları belli değil ve bekleyen onca insan vatandaşlık alabilecek mi hala muamma. Yani vatandaşlık konusunda açılım değil insanları umutlandırıp oyalama var!” ifadelerini kullandı.
Özersay açıklamasında “AB üyesi bir ülkeyim diyorlarsa Kıbrıslı Türklerin eş ve çocuklarının vatandaşlığına dair ayrımcı uygulamalarına son vermelidirler” dedi.
Halkın Partisi lideri Kudret Özersayın konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Ağzına bir parmak bal çalmak” amacına ulaşabilmek için kişileri tatlı sözler ile oyalamak, umut verip ikna ederek işini yaptırmak anlamına gelen bir deyimdir.
Kıbrıs Rum liderinin bugün açıkladığı 14 madde içerisinde VATANDAŞLIK BAKIMINDAN söylenenler ne anlama geliyor, neyi gösteriyor?
1) Vatandaşlık konusunda 2007’de alınan karar çerçevesinde BEKLEYEN başvuruların incelenmesine başlanmış. Yani yaklaşık 17 yıldır insanların başvurularını incelemeden KEYFİ OLARAK beklettiklerini itiraf ediyor. Açıklamasında “biz AB üyesi bir devletiz, uluslararası alanda tanınan bir devletiz, sahte devlet değiliz ve bu başvuruları inceleyeceğiz” diyor. Bu son 17 yıldır AB üyesi tanınan bir devlet değil miydiniz ki bu başvuruları incelemediniz ve keyfi olarak bu insanları beklettiniz?
2) Peki bu açıklama bu bekleyen başvurulara OLUMLU YANIT verecekleri anlamına geliyor mu? Belki evet, belki hayır! Belli mi? Hayır. 2007’de Papadopoulos döneminde ALINA KARAR ÇERÇEVESİNDE inceleyeceklermiş. Nedir peki orada alınan kararda geçen KRİTERLER? Şeffaf davranıp onu da açıklasaydınız ya. Tabi burada bir zamanların güçlü milliyetçi lideri isim olan Papadopoulos’a atıf yaparak “bakın bunu o zamanki liderimiz Kabul etti, yani ben taviz vermiyorum, bu zaten o zaman Kabul edilmişti ama uygulanmamıştı” denilerek olası eleştiriler muhtemelen yumuşatılmaya çalışılıyor, ön alınmaya çalışılıyor.
3) Peki başvurular sadece bu kriterler (her neyse o kriterler) temelinde mi incelenecek? Belli ki başvuranlardan vatandaşlık alabilecek olanların sayısını azaltmak için başka bazı kısıtlamalar da düşünülüyor. Neden mi? Çünkü açıklamada şu ifadeye de yer veriliyor: “başvuruları inceleyeceğiz ve kararları YASALLIK, KIBRIS CUMHURİYETİNİN YASA VE TÜZÜKLERİ İLE AB MUKTESEBATI çerçevesinde verilecek” diyor” Artık nereye çekmek istersen çek…
4) Muhtemelen başvuranlar arasında çeşitli kategoriler yaratacaklar, “annen baban nerede evlendi, nerede doğdun, Kıbrıs’a nereden geldin ve benzeri hususları kullanarak genel anlamda aynı durumda olan binlerce kişi arasında AYRIMCI UYGULAMALARA kapı aralayacaklar. Peki başka örneklerde kendi yasalarına göre bir Kıbrıs vatandaşının (anne veya baba) çocuklarına kan bağı yoluyla (“ius sanguinis”) vatandaşlık verirken anne veya babasının nerede evlendiğine, çocuğun nerede doğduğuna vs bakıyor musun? Hayır!
5) Özetle yapılan açıklama karma evliliklerden olan çocukların vatandaşlık alıp alamayacakları konusuna YANIT VERMEMEKTEDİR, ciddi bir MUAMMA barındırmaktadır ve başvuranlar arasında ayrımcı uygulamalara gidecekleri endişesini güçlendirmektedir.
6) Eğer sayın Kıbrıs Rum lideri gerçekten bir AB üyesi devlet gibi davranmak istiyorsa kendi açıklamasında vurguladığı “Kıbrıs Cumhuriyeti yasalarını ve AB muktesebatını” UYGULASIN YETER. Yasalarını uygularken ayrımcılık yapmasın yeter. Yani kendi vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin evliliklerinden olan TÜM ÇOCUKLARINA, kiminle evlendiklerine ve nerede evlendiklerine bakmaksızın vatandaşlık hakkını vermelidir. Çünkü Kıbrıslı Rum olan Kıbrıs vatandaşlarının evliliklerinden olan çocuklara vatandaşlık verirken evliliğin nerede yapıldığına, ne zaman yapıldığına ya da çocukların nereden doğduğuna bakmamaktadır. Aynı yasa Kıbrıslı Türklerin evlilikleriyle çocuklarına BAŞKA, Kıbrıslı Rumların evlilikleriyle çocuklarına BAŞKA uygulandığı sürece ayrımcılık devam eder. Ve bu şartlarda “AB üyesi devlet, AB hukuku” gibi sözlerin pek de bir anlamı ve ağırlığı da kalmaz.
7) Vatandaşlık konusunda bir açıklama yapıldı ancak pek çok soru işareti ortadan kalkmadı ve BELİRSİZLİK DEVAM EDİYOR. Vatandaşlık haricindeki diğer maddelere dair değerlendirmemi de paylaşacağım.”